Shyvana
Hikayesi

Runeterra’da eşsiz anatomileri sayesinde kuvvetli büyü enerjisini kontrol ederek tarifi zor Celestial Dragon dönüşümü gerçekleştiren bir kaç ejderha vardı. Bu güçlü ve esrarengiz yaratıklar zamanlarının çoğunu o topraklarda yaşayanlardan gizlenmekle geçirirlerdi. Ancak, birkaçı insanlığın dünyasına çekilmişti ve insan kılığına girerek insanların dünyasında yaşamayı anlamak istiyorlardı. Bazen, birisi kendisini insan ruhuna çekilmiş buluyordu ve onlarla bazı ilişkilere sahipti. Bir gün, en ince oranlarda, bu birlik meyvelerini verecek ve bu durum yarı ejderharlardan biri olarak Runeterra’yı şereflendirecekti. Shyvana böyle bir yaratıktı, sıradan Demacia’lı bir çiftlik kızı olan anneye ve Celestial Dragon’lardan bir babaya sahipti. Annesi tarafından yetiştirilmeye bırakılmıştı, onun tuhaflıkları toplumdan gizlenemeyecek durumdaydı, yine de ailesi tarafından korunuyordu. Ailesi bir felaket sırasında hayatını kaybedince, ilk defa ve gerçek anlamda yalnız kaldı. Shyvana kısa sürede yabancılaşmaya başladı ve bu yabancılaşma toplumun korkusu onu tehlikeye sokmadan önce kısa sürede gerçekleşti. Öfkeli bir kalabalığın yaptıkları karşısında ölüm ile burun buruna geldi, seyahat eden asil Jarvan Lightshield tarafından kurtarıldı. Asil adam garip bir şekilde onun aslında ne olduğunu biliyordu ve onu kanatlarının altına aldı. Çok geçmeden Demacia’ya hizmet etmek adına doğal güçlerini kullanmasına fırsat tanındı. Jarvan onu seçkin bir muhafız olarak yanına aldı. League of Legends yolculuğunda Jarvan’ı da takip etmesi doğaldı. En güçlü sihirsel yırtıcı hayvanın kanını damarlarında taşıyan Shyvana çetin bir savaşçıdır. Diğerlerinin aksine, o bastırılmış kasvetli bir kişiliğe sahiptir, soğukkanlı ve aklı başındadır. Ancak, öyle bir an gelir ki acımasız mirası kendini gösterir ve gözlerine bakıldığında kaçmayacak sadece bir kaç kişi vardır. “Babamın kanıyla, sonunuzu getireceğim!” – Shyvana, the Half-Dragon