League of Legends TÜRK

Nasus diye bilinen esrarengiz bir yaratık Lige çok uzaklardan, hizmet ettiği geniş ve bilgi dolu Çöl İmparatorluğundan katıldı. O topraklarda Nasus’a saygı duyuldu ve eğitildi, ardından İskenderiye Kütüphanesinin koruyucusu yapıldı. Buna rağmen kendisi, bir parçası olduğu hayvani ırkın diğer görevleri olan, insanları koruma ve yönetme görevini de yerine getirdi. Maalesef, kendi ırkından bazı canlılar kendilerini insanların koruyucusu olmaktan fazlası olarak görüyordu. Öyle bencilce hayaller içindeydiler ki; kendilerini Tanrı olarak görebiliyorlardı. Bu kandırılmış canlıların, insanları köleleştirip totaliter bir saltanat kurma arayışları sebebiyle Nasus’un dünyasında savaş her zaman bir nefes kadar uzaktaydı. İşte bu savaşın ortasında, Nasus tam hain kardeşi Renekton’u öldürmek üzereyken Runeterra gezegenine çekildi. İlk başta koruduğu insanların düşmanlarını yok etmek üzereyken bu gezegene geldiği için sinirine yenik düşse de, Summonerların af için yalvarmalarını duyunca üstün zekası sinirini yenmeyi bildi. Runeterra’nın adaletsizlikle dolu olduğunu gördü. Runeterra’daki tehlikenin, kendi dünyasındaki tehlikeden aşağı kalır bir yanının olmadığını ve şampiyonların bu dünyadaki insanları korumak zorunda olduğunu öğrendi. Nasus, kendi dünyasındaki savaşa kardeşlerinin devam edeceğini düşünerek, Runeterra’nın çağrısına cevap verdi ve Efsaneler Ligi’nde yerini aldı. Bugünlerde ona “Kumların idarecisi” deniliyor ve Valoran’ın güneyindeki Shurima Çölünün yıkık kalıntıları içinde kendini evinde hissediyor. Yine de, kardeşi Renekton’un kendi dünyalarında kalmadığına ve kendisiyle birlikte Runeterra’ya geldiğine dair haberlerin gelmesi Nasus’u rahatsız ediyor. Eğer durum buysa, Runeterra kardeşi Renekton’un yıkımıyla ve hile dolu, çatal diliyle tanışmadan önce Nasus onu liste başına koydu bile. “Kumların idarecisi… Düşüncelere dalmış olsa bile hafife alınabilecek düşman değil.”